1939 BÜYÜK ERZİNCAN DEPREMİ

DEPREMDEN BİR GÜN ÖNCE


26 ARALIK 1939

     Erzincan halkı olağan günlerinden birini yaşıyordu. Kışın bilindik yüzü haftalar önce kendini göstermiş ve yer yer insan boyunu bulan kar içinde, Erzincanlılar hayatlarını sürüyordu. Evler, kahveler, dükkanlar, okullar, hastaneler ve diğer kamu binaları, sanki bin yıl daha orada kalacakmış gibiydi. Halbuki çok azı hariç, hiçbiri bu gecenin sabahını göremeyecekti; içinde yaşayanlar içinde farklı bir şey söylenemezdi.
     Hastanelerde yüzerce hasta, okullarda bilerce yatılı öğrenci, her şeyden habersiz evlerinde uykuya dalan kadınlar, erkekler, çocuklar... Bu sıradan günün ardından, yarın onlar için tam bir kabus olacaktı.
     Bugün okuldalardı, bugün bakkalda sıra bekliyorlardı. Bugün zar zor kuruttukları tütünlerini sarıp keyifle içiyorlardı. Ahırdaki hayvanlarını yemleyen köylü, nöbet tutarken şafak sayan asker... Annesinin peşi sıra koşuşturan kızlar, kızları kovalayan oğlan çocukları....
          Hepsi sadece bu geceye kadar!



DEPREM GÜNÜ


27 ARALIK 1939

     Deprem 27 Aralık gece saat 02:00 de meydana geldi. Merkez üssü Erzincan Ovası olan deprem, Son bin yılda Anadolu'da görülen en büyük deprem oldu. Şiddeti 7,9 olan deprem sonucunda, Erzincan dünya tarihinde en çok insanın hayatını kaybettiği ilk on felaketten birini yaşadı.
116 Bin Bina Yıkıldı, 33 Bin Kişi Öl
     Depremde okul, hastane gibi kamu binaları da dahil 116 bin 720 bina tamamen yıkıldı. Çoğunluğu kerpiç evlerde yaşayan, tespit edilmiş  32 bin 962 kişi enkaz altında kalarak ya da soğukta donarak can verdi.
    Yerin 20 km derinliğinde ve 52 saniye süreyle deprem sonucunda Erzincan'da neredeyse, insan yapısı hiçbir şey ayakta kalamadı. Deprem o denli şiddetliydi ki, 400 km ötedeki Amasya'da dahi hissedildi.

Daha iyi kavranabilmesi için 1999 Gölcük Depremi ile karşılaştıracak olursak :

                                                       1999 Gölcük                          1939 Erzincan
Yıkılan Ev Sayısı                                133.683                                 116.720                 
Hayatını Kaybeden İnsan Sayısı          17.480                                   32.962
Yaralanan İnsan Sayısı                        28.781                                  100 bin veya üzeri
Depremin Şiddeti ve Süresi                 7,5  / 45 sn                            7,9 / 53 sn
Derinlik                                              17 km                                    20 km

Dönemin koşulları ve coğrafi zorluklar düşünüldüğünde Erzincan'a götürülebilen yardımlar ve sürdürülen arama kurtarma çalışmalarının kalite ve miktarı oldukça yetersizdir. 



ÇARESİZLİK


     Henüz Erzincan'a telefon hattı kurulmamış, tek iletişim olanağı olan telgraf hattı da çökmüştü. Kar yüzünden yolar kapanmış, deprem tren yolunu yıkmıştı. Hava -10 dereceydi. Binaların 10 da 8 si yıkılmış, gerisi de kullanılamaz hale gelmiş, insanlar açta açıkta kalmıştı. Köyde şehirde her yerde cesetlerden tepeler yapılmıştı. Depremden kurtulanlar da soğuk, açlık ve tedavi edilmeyen yaralar yüzünden ölüyorlardı.
     Hükumet depremden, bir demir yolu çalışanı marifetiyle, ancak iki gün sonra haberdar olabildi. Çaresizlik içinde bir yandan yaşamaya çalışan, bir yandan ölülerini gömecek yer arayan Erzincanlılar belki bir gün daha görebilme umuduyla günlerdir yardım bekliyorlardı.
     Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketini yaşayan Erzincanlılar için her şey, her geçen dakika daha kötüye gidiyordu.
   

UMUT



     31 Aralık günü nispeten onarılmış tren yolu üzeriden bir beyaz tren geliyor... Günlerdir Erzincan'a girebilmiş ilk insanları taşıyor. Dumanını savura savura gelen tren, koca depreme kafa tutup ayakta kalan Erzincan Gar Binasının önünde durdu. Gar yaralılarla dolup taşmışmış, eldeki birkaç doktor hepsine yetişmeye çalışıyordu. 
     Trenin kapıları açıldı. Herkesin gözü kulağı oradaydı. Önce iki subay indi, kapının iki yanında selam durdu. Ardından tanıdık bir sima merdivenleri inmeye başladı. Selam duran askerleri geçtikten sonra kafasını kaldırıp yaralılara baktı. Herkes tanımıştı onu. İstiklal harbinin komutanı, buhranlı dönemlerin başbakanı, Atatürk'ten sonraki Reis-i Cumhurdur o. 
31 Aralık 1939 Erzincan
     İsmet İnönü, peşinden gelen maiyetiyle birlikte gara doğru ilerledi. Yaralıları teselli etmek için tam bir kaç söz söyleyecekti ki yaşlı bir kadım önünü kesti. "Mehmet'im gitti!" dedi. "Senin yanında askerdi! Senin Senin Senin". İnönü derin bir nefes aldı. Söyleyebilecek bir söz yoktu. Zaten sözlere de gerek kalmadı. Kadın, derisi yırtılmış, yanmış elleriyle yavaşça sarıldı, başını Reis-i Cumhurunun göğsüne dayadı. Ağladı, ağladı ve ağladı. Bazen duraklayıp şunu söylüyordu: "Mehmet'im gitti! Senin yanında askerdi! Senin Senin Senin "
      Kadıncağızın telafi edilemez acısı askeri, vekili, gazeteciyi, memuru öylesine etki altına almıştı ki; devletin üzerindeki atalet bir anda silinip gitmişti. Ordunun elindeki tüm çadırlar Erzincan'a nakledilip çadır kentler kurulmuş, devlet bulabildiği tüm yiyeceği ve yakacağı Erzincan'a göndermişti. Birbiri ardına yardım getiren trenler, dönüş yolunda kimsesiz çocukları, dulları ve yaşlıları Anadolu'nun dört bir yanına taşıdı.
      Ertesi gün tüm gazetelerin tek haberi Erzincan olmuş, halktan, yardımlarını esirgememeleri istenmişti. Gazeteler yazıyor, radyolar bağırıyordu: " Yapacağınız yardımın bir insanı kurtaracağını düşününüz!". Fakir, fakat yüce gönüllü Anadolu'nun her yanından yardımlar çığ gibi akıyor, Erzincan'a yeniden umut veriyordu.


      Elbette ki hiçbir şey Erzincan insanına o kara günleri unutturmayacaktı. Erzincan'ın yeniden imarı da on yıllar sürecekti. Göç edip gidenler kim bilir ne zaman dönecekti? Ölüp gidenlerin acısı kim bilir ne zaman dinecekti?  
       Fakat Erzincanlılar artık şunu iyi  biliyordu ki ; Yarın, dün kadar güzel olmayacaksa da , bugünden daha iyi olacaktı.



Kronolojik Sıralama


27 Aralık 1939 --- Saat 02:00 Büyük Erzincan Depremi meydana geldi. Şehir tamamen haritadan silindi. Yaklaşık 33 bin kişi hayatını kaybetti, 100 bin kişi evsiz kaldı.
                             Erzincan'a olan tüm ulaşım ve iletişim kesildi.
28 Aralık 1939 --- Erzincan Valisi "İmdat!" çekti, fakat istenilen yere ulaştırılamadı. " Şehir nüfusunun takriben %20 si ölmüştür. Tahribat tasavvur edilemeyecek kadar çoktur. Acil yaradım gerekmektedir!"
                             Aynı gün TBMM toplanıyor, fakat depremin yeri ve oluşan zarar hakkında bir bilgiye sahip değiller.
29 Aralık 1939 --- Hapishanedeki mahkumlar yardım çalışmalarına katılmaları şartıyla gündüzleri serbest bırakılmaya başlanır. Hiçbir mahkum kaçmaz.
31 Aralık 1939 --- Yurt gezisinde olan İnönü, önce Kemah'a ardından Erzincan'a gelir.
02 Ocak 1940   --- Millet, Halkevileri ve gazeteler yardım kampanyaları başlattı.
07 Ocak 1940   --- BBC, Türk kaynaklarından aldığı bilgi ve görüntüleri dünya çapında yayımlamaya başladı.
10 Ocak 1940   --- Yabancı devletlerden, özellikle BBC'nin yoğun ilgisi sayesinde İngiltere'den önemli miktarda yardım gelmeye başladı.
12 Ocak 1940   --- Anadolu insanı depremzedeleri evlerine kabul etmeye başladı. Sonraki günlerde on binlerce depremzede farklı şehirlere taşındı.











Yorumlar

TarihCanavarı dedi ki…
Yorumlarını Bekliyorum
emreouz dedi ki…
Allahım şu mübarek gecede okuduğumuz duaları, yıllar önce vefat etmiş bu vatandaşlarımızada nasiplendirsin inşallah.
Adsız dedi ki…
Amin gardasim amin
Adsız dedi ki…
Nasıl yaşar san öyle ölürsün , ñasıl ölürsem öyle dirilirsin.(hadis) ALLAH ölenlere rahmet eylesin.
Adsız dedi ki…
Nasıl yaşar san öyle ölürsün , nasıl olursen öyle dirilirsin.(hadis) ALLAH ölenlere rahmet eylesin.
Mehmet Eksik dedi ki…
Yazacaktım ama telefonun üzerine düşen damlalar buna izin vermedi.
Adsız dedi ki…
Benim dedem de depremzedelerden biri tahminen 5 6 yaşlarındayken trenlere bindirilip bir aileye evlatlık verilmiş geçmişe dönük hiç bir kayıt, bilgi yok nasıl ulaşabileceğim hakkında bilgisi olan var mı? Ailesinden birini bulmayı çok isterim.
Adsız dedi ki…
benim dedem babamın babası o depremde öldü,babam 6 yaşındaymış o zaman :(
Adsız dedi ki…
Başınız sağolsun benim de anneannem ve babaannemin anneleri depremden kurtulmuş çok küçükmüş annesinin babasının isimlerini bilemeyecek kadar. Evlatlık verilmiş Çoruma. Soy bilgilerimde Erzincan görünce biraz araştırmak istedim. Ulaşmak da çok zor sanırım artık
Unknown dedi ki…
Dedem ve babaannem depremde rahmetli olduğunda babam 6 kardeşin en küçüğü olarak 2 - 3 yaşındaymış. Anne ve babasının yüzlerini dahi hatırlamıyor. Mekanları cennet olsun. Tüm ölenlerin ruhuna fatiha.... Aminnn.
Unknown dedi ki…
Benim Babaannem 8 kardeşlerdi 6 kardeşini 39 depremind kaybetmiş Allah bütün ölen vatantaşlarımıza cennetin kapıları açmasını nasip eylesin inşallah AMIN
Unknown dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki…
Bende Atalarımın bir kısmını bu depremde kaybetmişim. Annem anlatır dayanılmaz acılar. Rabbim Tüm Ölenlere rahmet eylesin.
Refahiye Şahaloğlu Köyünden E.G.
Unknown dedi ki…
Derler ki topluma karışınca kimseniz yok mu😑 yok yok kardesim babamdan başka kimsemiz yok soyumuz ecdadimiz hep depremde olmusler kimse bilmez ne yasanmis garipligine takilir insanlar kimsesizligine...
Unknown dedi ki…
Allah hepsine nurlar içinde yatmayı nasip etsin
Unknown dedi ki…
İsim listesi mevzut mu acaba..RAHMETİNE KAVUŞANLAR..CVP BEKLİYORUM.İYİ CALİŞMALAR
Kalemyazar dedi ki…
Rabbim mekanlarini cennet etsin bir daha yaşatmasın
http://kalemtukendi.blogspot.com/2020/01/buyuk-erzincan-depremi.html
Unknown dedi ki…
Allahım herseyin hayırlısını verir inşallah cümlemizin hakkında en hayırlısı olur..
Adsız dedi ki…
Rahmetli babam o depremde 7 yaşındaymış hep anlatırdı bizlere halam o deprem de vefat etmiş saçlarından çekerek çıkartmışlar cansız bedenini Rabbim o deprem de tüm vefat edenlere rahmet eylesin